Haftanın girişimcisi Jack Dorsey, kekemelik sıkıntısını ilaçlarla değil de kendi inancının perçimlediği inatla birlikte çabalayarak standarda oturtan bir çocuktu. Dolayısıyla azmin ve kendine inancın nasıl sonuçlar doğuracağını küçük yaşlardan itibaren deneyimlemişti. Severek yaptığı işlere bağlıydı. Lise çağında tanıştığı bilgisayara olan bağlılığı kısa zamanda yazılım öğrenmesini sağladı. Elon Musk gibi o da ilk gençliğinde yazdığı yazılımla adından bahsettirdi. Sonrası bitmeyen bir bağ ve Twitter…
Jack Patrick’in Çocukluğu
Jack, 19 Kasım 1976’da ABD’nin Montana eyaletine bağlı, St. Louis/Missouri’de doğdu. Babası Tim Dorsey, tıbbi cihaz mühendisiydi ve Amerika’da birçok yerden teklif aldığı için sürekli yolculuğa çıkardı. Küçük Jack Patrick’in şehir ve kasaba merakı da işte bu yolculuklara dayanır. Jack; yeni taşındıkları her yerde, hemen bir yerel harita satın alıp gece geç saatlere kadar şehrin etrafında yürüyüşe çıkardı.
Çevresindekilerin, çocukluğuna dair hatırladığı ilk şey ne kadar sessiz bir çocuk olduğuydu. Sessiz kalmayı tercih etmesinin sebebi kekelemesiydi. Kullandığı ilaçlar fayda etmiyordu ve en nihayetinde onları bırakıp sorunu kendi başına çözdü. Hatta bile isteye çeşitli hitabet yarışmalarına katıldı ve en sonunda tamamen normal konuşmaya başladı. Erken yaşta bilgisayarlarla ilgilenmeye başladı ve henüz Bishop DuBourg Lisesi’nde öğrenciyken programlamı öğrenmişti. Okulun tenis takımındaydı, resim yapmayı ve sanat tarihini severdi.
Okul gazetesi için de çalıştı ve elbette bilgisayar kulübünün de üyesiydi. Bu sonuncusu favori merakıydı. Çocukluğundaki şehir haritaları tutkusunu bilgisayarla birleştirdi. Yol haritalarını dijital formata aktarmaya çalıştı ve elektronik bir bülten panosu kullanarak haritasına hareketli nesneler koydu. Sonuç, bir tür gerçek ama minyatür şehirdi.
Yine lisedeyken birbirleriyle sürekli iletişim halinde kalması gereken taksi şoförlerin, teslimat kamyonetlerini ve diğer araç filolarını koordine etmenin teknolojik zorluğuna hayran kaldı.15 yaşındaki liseli Jack, taksi şirketleri tarafından on yıllarca kullanılacak sevkiyat yazılımını yazdı. Bazıları Twitter fikrinin, sürücülerin nerede oldukları ve ne yaptıkları hakkında birbirleriyle konuştuğunu duyduğu anlardan birinde geldiğini söylüyor.
Girişimci Geleneği: Üniversite Terk
Doğup büyüdüğü yer olan Missouri’de Bilim ve Teknoloji üniversitesine başlayan Jack, kısa bir süre burada oyalandıktan sonra çocuk hayali olan New York City’ye taşınıp New York Üniversitesi’ne geçiş yaptı. Ne var ki burada da aradığını bulamayan genç girişimcimiz, Bill Gates, Steve Jobs ve Mark Zuckerberg gibi üniversiteden ayrıldı.
Jack’in Dispatch Management Services Corp’ta çalışmak için şirketin web sitesinin güvenlik sistemini hacklediğini biyografisinde yazıyor. Bulduğu boşluğun nasıl kapatılacağına dair önerilerle DMSC’nin üst düzey yöneticisi Greg Kidd’e e-posta gönderdi. Olası tutuklanma tehdidine rağmen, Jack şirkette işe alındı. Birkaç yıl boyunca taksi ve ambulans arabaları için yazılım yaratma üzerinde çalıştı ve Greg Kidd’in dNet.com adlı yeni projesinin tanıtımında çok önemli bir rol oynadı. Ancak, 2000’deki dot-com projesinin başarısız olmasıyla işsiz kaldı. Neredeyse beş yıl serbest çalıştı. Hatta masaj terapisi kurslarına bile gitti.
Dorsey daha sonra İnternet girişimlerinde uzmanlaşmış Odeo Company tarafından işe alındı. Daha önce Google’da Sergey Brin ile çalışan yetenekli programcı ve iş adamı Evan Williams’ın başkanlığındaki Silikon Vadisi’nde (San Francisco) bulunuyordu. 2006 yılında Odeo, finansal kriz ve en önemlisi ideolojik zorluklar yaşamaya başladı. Evan, ekibine birkaç gruba ayrılmalarını ve birkaç yeni ürün geliştirmelerini önerdi. Dorsey, dağıtım yazılımının geniş erişimini anlık mesajlaşma ile birleştirecek site fikrini de böyle bir zamanda ortaya attı.
2006: Twitter Kuruluyor
Eski bir Odeo yönetici olan Isaac Biz Stone yıllar sonra şöyle o anları şöyle anlatacak: “Bize şu fikirle geldi: ‘Durumunuzu tüm arkadaşlarınızla gerçekten kolayca paylaşabilseydiniz, böylece ne yaptığınızı bilirlerse?”
Dorsey, Biz ve Odeo’nun kurucu ortağı Evan Williams; daha sonra Twitter’a dönüşen Obvious isimli şirketi kurdular. Fikrin sahibi Jack Dorsey, iki hafta içinde, “tweet” olarak bilinen 140 veya daha az karakterli mesajlar gönderebilecekleri basit bir site kurdu.
21 Mart 2006’da ilk tweet’i yine Dorsey attı: “Twttr’ımı kuruyorum.” Bu tweet, geçtiğimiz günlerde düzenlenen açık artırmada 2,5 milyon dolara satıldı. Satın alan kişi ise Sina Estavi isimli bir Türk iş insanıydı.
Hikayemize dönecek olursak Dorsey, şirketin CEO’su seçildi. Bu görevi 2 yıl devam ettirdikten sonra Ekim 2008’de yerini kurucu ortak Evan Williams’a bıraktı. Kendisi, şirket başkanı olarak kaldı.
Başarı: Önce Alay Ettiler Sonra Hesap Açtılar
Bugün günlük hayatlarımızla ilgili paylaşım yapmak bize ne kadar doğal gelse de 15 yıl önceki ilk tweetlerin sığ ve benmerkezci kişiler tarafından atıldığı düşünülüyordu. Öyle ki Amerikan Şovmen Conan O’Brien, gece şovunda Twitter kullanıcıları ile eğlenmek için bir bölüm daha açmıştı. İlk günlerde çok fazla servis kesintileri de yaşanıyordu. Evan Williams bile bir zamanlar projeyi dondurmaya karar vermişti. Ne zaman ünlüler ve CEO’lar tweet atmaya başladı, işte o zaman prestiji ve dışarıdan görünümü değişti. Aniden “mikroblog” hareketinin başı olan Twitter, 2008’de ABD Başkan adayları Barack Obama ve John McCain için yürütülen kampanya ile güçlü bir platform haline geldi. Dünyanın her yerinden milyonlarca insanla aynı anda kısa mesaj alışverişinde bulunma fırsatı, Twitter’ı tehlikeli bir siyasi silaha dönüştürdü. 2009 yılındaki İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra binlerce vatandaşın muhalif lider Mahmud Ahmedinejad’ın zaferini protesto etmek için sokaklara çıkmasını yayınlanmasıyla uluslararası üne kavuştu.
Bu aynı zamanda İran’ın Twitter’ı ilk engelleme çabasının da başlangıcı oldu. Engellemeden sıyrılmanın bir yolunu bulan İranlılar, Twitter’ı canlı güncellemelerle doldurdu. Olaylar o kadar ilerledi ki ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden birisi Jack Dorsey’e sitenin planlanan son bakımını ertelemesini talep etti. ABD’nin eski bir güvenlik danışmanı olan Mark Pfeifle, Dorsey ve Twitter’ın diğer yaratıcılarını İran’ın geleceği üzerindeki etkileri nedeniyle Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterme girişiminde bile bulundu.
Yeni Girişimler
2010’a gelindiğinde Twitter, günde 55 milyon tweet atan 105 milyondan fazla aktif kullanıcıya sahipti. Her meraklı girişimci gibi Dorsey de gözünü başka projelere dikti. Sosyal ağ şirketi Foursquare’ın yatırımcısı oldu ve insanların telefonlarına veya bilgisayarlarına takılı küçük bir cihaz aracılığıyla kredi kartı ödemelerini almalarına olanak tanıyan yeni bir girişim başlattı.
Dorsey; Square’in, kulaklık jakı aracılığıyla bir cep telefonuna takılan özel bir okuyucu olduğunu açıklıyor. İçine ise kredi kartı hakkında bilgi alınmasını sağlayan manyetik şeritli banka kartı okuyucu bulunmaktadır. 8 Ağustos 2012’de Starbucks, Square’e 25 milyon dolar yatırım yaptı. Ayrıca, Starbucks CEO’su Howard Schultz , Square’in yönetim kuruluna katıldı. Square için, en büyük kahvehane zinciriyle ortaklık paradan daha önemliydi, çünkü yeni hizmeti çok sayıda Amerikalıya tanıtmaya yardımcı olacaktı. Square, Ekim 2015’te halka arz için başvurdu ve ertesi ay halka açık bir şirket haline geldi.
Kasım 2013’te, Twitter’ın ilk halka arzıyla kişisel serveti muazzam bir şekilde arttı. Şirketin hisse senedinin 26 dolarlık bir değeri vardı. Aynı işlem gününde 45 dolara yükselince Jack’in 23.4 milyonluk hissesinin değeri saatler içinde onu milyarder yaptı. İki yıl sonra ise CEO’luğa geri döndü. Kısa bir süre sonra ise şirkette iş gücünün %8 azaltacağını duyurdu.
Los Angeles Times’da yayınlanan bir menkul kıymetler dosyasında yer alan bir rapora göre, bu hareket şirketin en önemli ürün öncelikleri etrafında organize olma ve şirket genelinde verimliliği artırma amaçlı genel bir planın parçasıydı.
Twitter – Trump Davası
Dorsey, Twitter’ın 2016 ABD başkanlık seçimleri etrafındaki sohbeti yönlendirmede büyük bir rol oynamasından sonra platformun sahte hesaplara karşı koyma yöntemlerini tartışmak ve siyasi kayırmacılık suçlamalarını ele almak için Eylül 2018’de Senato İstihbarat Komitesi’nin önüne çıktı. Twitter-Trump davası, Mayıs 2020’de site, postayla oylamanın yaygın bir sahtekarlığa yol açacağını iddia ettiği iki gönderiye doğruluk kontrolü bağlantıları eklediğinde daha da büyüdü. Başkan, sosyal medya platformlarını “güçlü bir şekilde düzenleme” veya kapatma tehdidinde bulundu.
Platformun tanınmış hesaplarından biri olan Başkan Donald Trump, takipçilerinin çıkarılmasıyla ilgili endişelerini tartışmak için Dorsey’i Beyaz Saray’a çağırırken, insanlar Twitter’ın tarafsızlığına ikna olmadı.
Bugün: Başarılı Bir Milyarder
Dorsey, bugün dünyanın en zengin girişimcilerinden biri ve dünyanın en çok kullanılan sosyal medya platformlarından birinin CEO’su. Ne var ki çok da eğlenceli bir hayatı olduğunu söyleyemeyiz. Kendisi günde 16 saat çalışıyor. 8 saat Twitter, 8 saat ise Square ile ilgileniyor. Hafta sonları biraz daha rahat hareket ediyor. Örneğin Cumartesi günü yürüyor ve Pazar günü şirketlerinin geri bildirimlerine ve stratejilerine odaklanıyor.
Günümüzde, Twitter’ın gelirinin neredeyse% 85’i, sitesindeki çevrimiçi reklamcılıktan gelmektedir. Twitter, bir şirketin veya bir bireyin kendi web sitesinde reklam vermesi için üç ana yol sunar: kullanıcıların zaman çizelgelerinde görünecek bir tweet’i tanıtarak, tüm hesabı tanıtarak veya bir eğilimi teşvik ederek. Dorsey, Ekim 2019’da 150.000 ağacın dikilmesini finanse ederek #TeamTrees iklim değişikliği girişimine katkıda bulundu. Nisan 2020’de Dorsey, dünya çapında koronavirüs yardım çabalarını desteklemek için Square’de 1 milyar dolarlık öz sermaye bağışladığını duyurdu.
Jack, bugüne kadarki en büyük başarısının işlerini seven insanlardan oluşan bir şirket kurmak olduğunu düşünüyor.